Batuhan Ertürk
Son zamanlarda sayfamda, twitterımda sıkça paylaştığım işitme engelliler konulu iletileri görmüşsünüzdür. Sizi bu harekete girişmeme neden olan kıvılcımla tanıştırmak istiyorum. İsmi Batuhan Ertürk. Kendisi ile yönettiğim facebook sayfalarından birinde tesadüfen tanıştım. Paylaştığım bir gönderinin altına işitme engelli olduğuna dair bir şey yazmıştı. Ben de kendisine mesaj atıp bir kaç şey sormak istedim. Sonra dedim ki neden bir röportaj yapıp bunu herkesle paylaşmıyoruz? Hemen kabul etti. Bana zamanını ayırdı ve uzun uzun anlattı. Şimdi bu röportajı sizlerle paylaştığım için çok gururluyum. Ama Batuhan'ın anlattığı şeyleri duyunca duyduğum utancı anlatmamın tarifi yok. Lütfen bu röportajı herkesin okumasını sağlayın. Çünkü sağda solda bir iki tane "Engelleri kaldırın" temalı afiş, söz paylaşmakla bitmiyor bu iş. Yapacak çok iş, bencilliklerimizden verilecek çok taviz var. Artık uyanmak gerek.
• Merhaba Batuhan, öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğin için çok teşekkür ederim. Bu konu benim için gerçekten çok önemliydi. Seni biraz tanıyabilir miyiz? Kimsin nerede yaşıyorsun neler yapıyorsun?
Merhaba Mine. Ben de teşekkür ederim. Bu konuya önem verip, bilgi sahibi olmak ve bu röportajı okuyacak insanların bilgi sahibi olmasına olanak verdiğiniz için. Ben Batuhan Ertürk. İstanbul doğumluyum. 21 yaşındayım. 4 yaşında geçirdiğim havale sonucu işitme duyumu kaybettim. Eskişehir'de işitme engelli bireyler için şu an ki Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen tarafından kurulmuş olan İÇEM adlı okulda okuyabilmek için Eskişehir'e ailecek taşındık ve o zamandan beri Eskişehir'de yaşıyorum. Şu an Osmangazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü okuyorum. Aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Açıköğretim İşletme okuyorum.
• İşitme duyunu ilk kaybettiğin zamanlar nasıldı? Hatırlıyor musun o dönemleri bize biraz bahseder misin?
Çok iyi hatırlayamıyorum fakat ailemin anlattıklarını size de anlatacağım. Havale geçirdiğim ilk zamanlar doktorlar ve ailem işitme duyumu kaybettiğimi farketmemiş. Zaten birden kaybetmemişim. 3 aylık bir süreçte azala azala tamamen yitirmişim. Kulak sinirlerim o süreç içerisinde ölmüş. Bu 3 ay içerisinde konuşmam gittikçe azalmaya ve bozulmaya başlamış. Kelimeler ve cümleler ağzımdan anlaşılır bir şekilde çıkmamaya başlamış. Çok ilginçtir ki doktorlar ben bebekken müzisyen olacak kadar iyi bir kulağa sahip olduğumu söylerken , havale sonrası hiç bir sese tepki vermemeye başlamışım. 3 ay içerisinde ailem birkaç kez doktora götürmelerine rağmen doktorlar bu durumu farkedememişler. En sonunda halam beni iyi bir doktora götürmüş ve işitme engelli teşhisi konulmuş.
• Peki şuanda işitme duyun tamamen mi yok yoksa belirli sesleri algılayabiliyor musun? İşitme engelli diğer insanlara göre konuşma yeteneğinin olduğundan bahsetmiştin daha önce?
İşitme cihazı kullanıyorum. O cihaz sayesinde etrafımdaki sesleri algılayabiliyorum. İşitme cihazını kullanmadığım zaman hiç bir sesi duyamıyorum. %75 oranında bir işitme kaybım var. İşitme cihazı kullanarak sesleri algılayabiliyorum fakat hiç bir zaman işitme engelli olmayan bir insan kadar net duyamıyorum. İşitme cihazının görevi dışardaki sesleri oldukça yükselterek duyabilmemi sağlamasıdır. Evet bir çok işitme engelliye göre daha iyi konuşabiliyorum. Bunun nedeni doğuştan işitme engelli olmayıp sonradan olmamdır. Ve tabi ki İÇEM okulunda aldığım konuşma eğitiminin de çok büyük bir katkısı vardır. Çoğu işitme engelli birey doğuştan duyamadığı için hiç bir sesi tam algılayamaz. Bu yüzden kendini ifade etmeye çalıştığı zaman da tam ifade edemez. Bundan dolayı yaş ilerledikçe daha da bozulur ve bu kalıcı olur. İşitme cihazı takıp konuşma eğitimi aldığı zaman bazen fark eder. Yani kısacası konuşma eğitimi işitme engelliler için hayati bir önem taşımaktadır.
• Üniversite hayatın nasıl geçiyor? 4 yaşından beri işitme engelli olan biri olarak duyabilen insanlarla yaşamaya alışık olmalısın ancak dersler, kalabalık ortamlar, bunlar zor oluyor mu senin için? Yakın çevren ile ilişkin nasıl?
Üniversite hayatım oldukça zor geçiyor. 4 yaşımdan Ortaokul 3. sınıfa kadar işitme engelliler okulunda okudum. Burada sınıfların durumu oldukça rahattı. Çünkü sınıflarımız en fazla 8 kişilik oluyordu. Duyabilme, iletişim kurabilme, dersleri anlayabilme açısından çok rahat oluyordu. Fakat lise ve özellikle üniversite ortamına alışmakta oldukça zorlandım. Hala pek alışabildiğimi söyleyemem. Üniversitede büyük sınıflar 80 kişilik sınıflar beni oldukça zorluyor. Hocaları anlayabilme açısından çok zorlanıyorum. Dersi derste anlayamıyorum. Sadece tahtaya yazılan, yapılan işlemlere bakarak kendim anlamaya çalışıyorum. Defalarca hocalarım ve arkadaşlarım ile yardım istedim. Fakat çoğu zaman gereken hiçbir yardımı alamadım. Ara sıra arkadaşlarımdan yardım gördüm fakat beni en çok üzen hocaların tutumuydu. Hiçbir şekilde onlardan yardım anlayış göremedim. Sürekli kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalışıyorum fakat bunu pek beceremiyor olmalıyım ki , okulumu 2 sene uzattım :) Labaratuar dersleri konusu ise ayrı bir olay. 40 kişi o tantana ve heyecan ile deneyimizi yapmaya çalışıyoruz. Hocalar maske takarak konuşuyorlar. İnanılmaz gürültü ve galeyan oluyor. Oldukça zorlanıyorum. Bir kaç defa bırakmayı düşündüm ama ailem ve yakın çevrem çok destek oldu. Yakın çevreme gelince; Doğal olarak yakın çevremin çoğu işitme engelli arkadaşlarımdan oluşuyor. Oldukça rahat güzel ve eğlenceli bir ortam. Duyan insanlar ile de güzel ilişkilerim var. Onlarla çok rahat iletişim kurabiliyorum. Çünkü duyan arkadaşlarım anlayışla benim anlayabileceğim bir şekilde konuştuklarından hiç problem çıkmıyor. Ama çevremde anlayışlı olmayıp çok sorun yaşadığım ve yollarımı ayırdığım arkadaşlarım da oldu.
•Çevrendeki duyan insanlar içerisinde işaret dili bilenler var mı? Seninle konuşabilenler?
Benimle daha çok konuşarak iletişim kurarlar. Ama ben gene de onlara işaret dili öğretmek istedim. Benden öğrenmek isteyenler de oldu. Bildiğim kadarı ile onlara öğrettim. Bu konuda oldukça hevesli görünüyorlardı. Diğer işitme engelli arkadaşlarım ile tanıştırdım. Onlarla işaret dili ile iletişim kurabildiler. Duyan arkadaşlarım ve işitme engelli arkadaşlarım da çok mutlu oldular. İki taraf için de başka bir heyecandı sonuçta :) Bunu görebilmek şahit olabilmek çok güzel bir duyguydu. Size ve okurlara tavsiyem kesinlikle işaret dilini öğrenip işitme engelli arkadaş edinin. Hem mutlu olup oldukça keyif alacaksınız. En önemlisi ise bilinçleneceksiniz.
• Zorlandığın şeylerden bahseder misin biraz? Hep işitme engelli insanlara bize uyum sağlamak zorundalarmış gibi davranılıyor. Duyan insanlar olarak bizim farkında olmadığımız bir çok küçük detay sizin hayatınızı kolaylaştırabilir aslında. Sizin ne gibi beklentileriniz var toplumdan?
Zorlandığım şeylerden biri az önce bahsettiğim gibi okulda yaşadığım sorunlar. Benim tek beklediğim şey anlayış. Hocalarımdan ders notu istedim. Kalkıp işitme engelliyim diye fazla puan ve harf kodu istemedim asla. Sadece anlayış ve ders notlarını istedim. Hiç bir zaman bir evet cevabı alamadım. Arkadaşlarımdan bulmaya çalıştım. Bulduğum zamanlar ise sadece nota bakarak anlayamıyordum. Hocama sormaya gidiyordum. Burada bile bana hiç bir şekilde anlayışlı davranılmadı. Dersi dinlememi eğer anlayamıyorsam ön sıraya oturmamı ve arkadaşlarımdan not bulup onlarla çalışmamı söylediler. Dediğiniz gibi benden uyum sağlamamı beklediler. Ön sıraya oturmak bana çok fark ettirmedi. Hep alışmışım küçük sınıflara ve hocaya çok yakın olmaya. Üniversite ortamı ise oldukça farklı. Labaratuar derslerinde de aynı şeyler. Hocalar maske ile konuşuyor. Gerçekten anlayamıyorum. Sesler boğuklaşıyor. Sözlülere tam katılamıyorum. Sorunumu derdimi açıklıyorum fakat hiç anlayış göremiyorum. Yanımda dur daha iyi çalış diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi ? Bu benim yaşadığım sorunlardan en büyüğü. Genel olarak işitme engellilerin duyan insanlarla yaşadığı sorun iletişim. İşitme engellilerin çok büyük bir kısmı konuşamadıklarından dolayı Türk İşaret Dili'ni kullanırlar. Nasıl duyan insanlar Türkçe konuşuyorsa çoğu işitme engelli de böyle. İsteyen Türk İşaret Dili'ni öğrenebilir. Öğrenmesi oldukça kolay ve zevkli. Fakat bunun için hiç bir olanak sağlanmıyor. Yani kurslar açılmıyor. Daha önce konuştuğumuzda dediğiniz gibi adım başı İngilizce kursları varken bir tane bile işaret dili kursu olmaması çok yanlış. Bu yüzden duyan insanlara tavsiyem bir işitme engelli ile iletişimi kolaylaştırmak için daha tane tane ve ağır bir şekilde konuşabilmeleri. Dudaklarını daha ağır bir şekilde oynatıp işitme engelli bireylerin dudaklarını okumalarına olanak vermeleridir. Başka bir tavsiyem ise yazarak iletişim kurmalarıdır. Bunlar işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.
Benim toplumdan beklentilerime gelince; anlayış,yardım ve insanları bilinçlendirmedir. Bakın sizin yaptığınız bu röportaj kısıtlı kitleye ulaşacaktır ama etkisi inanın ki büyük olacaktır. Bunu okuyan herkes çevresindekilerin okumasını isteyecektir. Bunu okuyanlar bilinçlenecektir ve bilinçlendirecektir. Ve belki bir işitme engelli ile karşılaşıp rahatlıkla iletişim kuracaktır. Belki heveslenip işaret dili öğrenmek isteyecektir. İşitme engelliler ile tanışmak isteyecektir. Onların sorununu anlamak paylaşmak isteyecektir. Benim bu röportajdan ve genel olarak toplumdan beklentilerim budur. Karşılıklı anlayış ve yardımlaşma.
• Evet kesinlikle öyle. Ben de en az sizler kadar sizlerin durumunun duyulmasını ve insanların artık uyanmasını istiyorum. Sürekli sizlerin bize uyum sağlamak zorunda olduğunuzu sanmaları çok yanlış. Kaldı ki sizlerin bizi anlamak zorunda olduğunuzu sanmak ise utancın en büyüğü. Eğer insanlar sevdikleri sanatçılar, izleyecekleri filmler, meslek hayatları adına yabancı diller öğrenebiliyorlarsa işaret dili de aynı mantıkla öğrenilebilir. Hepimiz eşit koşullarda yaşıyoruz. Sizler bugüne dek fazlasıyla çaba gösterdiniz. Vücut dilini anlamaya çalışarak, dudak okumaya çalışarak hayatınızın her alanını bizi anlamaya çalışarak geçiriyorsunuz. Artık duyan insanlar da size kendilerini anlatabilme için çabalamalı. Bunun için illa işitme engelli olmanız ya da çevrenizde böyle bir yakınınız olması gerekmez. Hepimiz birer engelli adayıyız. Hayatın bizlere ne sunacağı hiçbir zaman belli değil.Zaman ayırıp sorularımı yanıtladığın için çok teşekkür ederim Batuhan. Umarım konuştuklarımız herkesin biraz aydınlanmasına yardımcı olur.
Söylediklerinizde çok haklısınız. Küçüklüğümden beri bu şüphe vardı içimde. Neden onlar işaret dili öğrenmiyor ? Neden onlar bizim anlayacağımız şekilde konuşmuyor ? Neden hep biz uğraşıyoruz diye sorgulardım kendimi. Son olarak bir şey söylemek istiyorum. Cevabınıza bakarak yaşadığım büyük sorunlardan biri daha aklıma geldi. Diğer büyük bir sorunumuz ise ; Altyazı. Bu konu bizim için de çok çok önemli. Kalkıp sinemada Türk filmi izleyemiyoruz. Daha bir çok sorunumuz mevcut.
Yazdıklarınızdan etkilendim ve işte sizin bulunduğunuz bilincin bir çok insanda bulunmasını gönülden çok isterim. Biz çabaladığımız kadar toplumunda çabalamasını çok isteriz.
Ben de teşekkür ederim Mine. Ben de çok umuyorum ki bir çok kişinin aydınlanmasını ve aydinlatmasını.
