Ezgi Keskin
Pantene Türkiye
Savur Saçlarını

-Merhaba Ezgi'cim, çok teşekkür ederim sorularımı yanıtlamayı kabul ettiğin için. Pantene Türkiye'nin yakın zamanda gerçekleştirdiği Savur Saçlarını adlı kampanyada yer aldın. Seninle bu konuda konuşmak istiyorum. Ben seni birebir olarak tanıyorum ancak seni tanımayanlar için biraz kendinden bahseder misin kampanya hakkında konuşmaya başlamadan önce?
Biraz öğrenci, biraz tasarımcı, biraz fotoğrafçı, biraz ressam, arada fotomodel, arada oyuncu. Oldukça karışık biriyim aslında. Bir şey değil her şey olabilmek benim için önemli.Kocaeli'nde yaşıyorum ve Kocaeli Üniversitesi, Görsel İletişim Tasarımı Bölümü'nde öğrenciyim. Hayatı kovalamayı sevenlerdenim. Yenilikçiyim ve genelde fırsatları değerlendiririm. Özgürlükçü bir yapım var. Yeni şeyler denemeyi, farklı işler yapmayı seviyorum. Bu kampanya da onun bir sonucu zaten.
-O zaman okuduğun bölümün hakkını sonuna kadar veriyorsun. Peki o zaman kampanya hakkında konuşmaya başlayalım. Kampanyaya dahil olma sürecin nasıl oldu biraz bahseder misin?
Tek sorumlu saçlarım aslında bakarsan. Genelde insanların oldukça fazla dikkatini çekiyordu. Hatta bu yüzden bana "Rapunzel", "Saçının üzerine oturabilen kız" gibi hitaplarda bulunmaya başlamışlardı ki bu cümle sana da tanıdık gelmiştir. Daha sonra kampanyayı gördüm ve "arkadaşlarımın dikkatini çekiyorsam, onlarında ilgisini çekebilirim" dedim. Şansımı denemeye karar verdim. Çok fazla katılım vardı. Olmaz diye düşünürken kendimi stüdyo da buldum.
-Nasıl bir başvuru süreci oldu? İnternet üzerinden bir forum falan doldurup fotoğrafını mı yolladın? Seçildiğin doğrudan mı söylendi yoksa bir kaç kez seçmeler için çekime gittiğin oldu mu?
Başvuruyu Pantene Türkiye facebook sayfası üzerinden yaptım. Kampanya dahilinde saçlarını savurduğun bir fotoğraf yüklemen gerekiyordu. Formu doldurup, fotoğrafımı yükledim. Ben sonuçların yine aynı sayfadan açıklanacağını düşünüyordum. Ancak öyle olmadı.Birebir telefonla haber verildi. Hatta şöyle ilginç bir şey de anlatabilirim. Sabah çok erken saatte aradılar önce, uyuduğum için duymamışım. Daha sonra gün içinde de iki kez aradılar. Numarayı tanımıyordum ve ısrarla arıyorlardı. Bu yüzden açmadım. Sanırım dördüncü kez aradıklarında kardeşim açtı telefonu ve Pantene için arıyorlar dedi.İnanılmaz şaşırmıştım.
-Kardeşin açmasaydı büyük bir fırsat kaçmıştı desene :) Peki daha sonra neler oldu? Stüdyoya deneme çekimine mi çağırıldın yoksa doğrudan kampanya çekimine mi aldılar?
Kesinlikle öyle olacaktı:) Deneme çekimi olmadı. Telefonda Savur Saçlarını kampanyası için seçildiğimi söylediler. Hatta beden ölçülerimi, ayakkabı numaramı telefonda istediler. Yarın çekim var, bu adreste gerçekleştirilecek,geldiğinizde kıyafetiniz hazır olacak dediler. Gerçekten her şey çok ani gelişti.
-Peki kariyer planlaman ya da ideallerin arasında bu var mıydı? Yani fotomodellik her zaman istediğin bir şey miydi yoksa bu kampanya sayesinde mi bunun hakkında ilk kez ciddi anlamda düşünmeye başladın?
Poz vermeyi ve kamera önünde olmayı her zaman sevdim. Ama fotomodel olsam diye düşünmüyordum açıkçası. Kampanya bana neden olmasın dedirtti. Orada kendimi çok iyi hissettiğimi farkettim. Yorucu olmasına rağmen oldukça keyifli bir gündü.
-Peki daha önce bu tarz büyük bir firma ya da ünlü isimlerle çalışmışlığın var mıydı? Nasıl hissettin?
Hayır. Daha önce böyle büyük bir firmayla çalışmadım.Orada olmak, ünlü isimlerle ve böylesine büyük bir firmayla çalışmak heyecan vericiydi. Ekip inanılmazdı. Muhteşem bir tempo da çalışıyorlar. Kendimi özel hissettiğimi söyleyebilirim. Saçlarım inanılmaz bir özenle yapıldı. Makyajımda aynı şekilde. Objektif karşısına geçtiğimde sanki bu işi sürekli yapıyormuş gibiydim. Ben bile kendime şaşırdım. Keyifliydi, özeldi, heyecan vericiydi. Fakat inanılmaz yorucuydu.
-Burcu Kara, Hande Subaşı ve Özge Özberk ile çalışmak nasıldı?
Çok keyifliydi. Yaklaşık 7-8 saatimiz birlikte geçti. Hazırlık sürecinde, objektif karşısında birlikteydik. Ünlü isimlerle çalışmak, onlarla aynı karede bulunmak ayrıca güzeldi.
-Peki bu kampanyada yer alana kadar, yani fotomodellik için "neden olmasın?" demeden önce var olan ideallerin hayallerin nelerdi? Bu kampanyanın senin hayallerine ya da ideallerine yaklaştırdığını düşünüyor musun yoksa tamamen alakasız bir şey miydi?
İdealim okuduğum bölümle de ilgili olarak tasarımcı olmaktı. Fakat içten içe oyuncu olmayı da hayal ederdim. Biraz da anne mesleği olduğundan sanırım. Fotomodellik de bana, karakterime, ruhuma çok yabancı bir şey olmamasına rağmen eğitimini aldığım işle çokta bir bağlantısı yok bakıldığında. Pantene ile çalışmak bana yeni bir yol açtı. Belki bende hem tasarımcı, hem fotomodelliği aynı anda yürütürüm kim bilir :)
-Tabii ki neden olmasın. Bence birbiri ile alakasız sektörler olduğu söylenemez. İç içeler sonuçta. Bu aralar üzerinde çalıştığın bir proje var mı bizle paylaşabileceğin?
Bu aralar poz vermeye biraz uzağım. Ama kendim fotoğraf çekmeye devam ediyorum tabi ki. Hatta özel olarak ters ışık fotoğraflar çekiyorum. Bana oldukça ilginç geliyor. Her fotoğrafın bir hikayesi vardır bence. Bu yüzden, çektiğim fotoğrafları bir blog da toplamaya ve hikayelerini yazmaya karar verdim. Oldukça yoğun şekilde blog üzerine çalışıyorum. http://tersisikduzsanat.tumblr.com/
- O zaman okuyucularımız tumblr profilinden çalışmalarını inceleyebilir. Beraber çalışmak ya da tanışmak istediğin isimler var mı?
Bunu hiç düşünmemiştim aslında. Özel bir isim yok söyleyebileceğim. Ama bir diğer şampuan firmasıyla çalışan Meryem Uzerli'yi sempatik buluyorum. Onunla poz vermek eğlenceli olabilirdi. Daha çok arkadaşlarımdan böyle şeyler duydum. Mesela Nur Fettahoğlu ile kamera karşısına geçersen beni kesinlikle çağır ya da Kıvanç Tatlıtuğ ile objektif karşısına geçsen ne güzel olur diyenler oldu.
-Onlarla calısmalarını da gorme umuduyla o zaman! Son olarak, hayallerinin pesinden kosanlara ya da buna cesareti olmayanlara soylemek istedigin bir sey var mi? Cunku ikimiz de az cok biliyoruz ki idealist olmak ve hayaller ugruna savasmak bir cok fedakarlik getiriyor pesinde. Sen ne diyorsun?
Sana kesinlikle katılıyorum. Hayatın kendisi fedakar olmayı, savaşmayı, hayallerinin peşinden pes etmeden koşmayı gerektiriyor zaten. Benimde aklımın ucundan geçmezdi 3000-3500 civarı başvurunun arasından seçilebileceğim. Cesaret çok önemli. Ama cesaretten daha çok kendine inanmalı ve güvenmeli insan. Kendine inandıktan sonra başarılamayacak hiç bir şeyin olmadığına inanıyorum. Pes etmeyin, fırsatları değerlendirin. Kim bilir belki gülmez dediğiniz şansınız ufacık bir cesaretle size de güler.
-Cok tesekkur ederim zaman ayirip sorularimi yanitladigin icin Ezgi! Bir sonraki roportajimiz umarim daha buyuk projelerin uzerine olur. İlk oldu ama son olmasin:) basarilar.

